Acele Kamulaştırma Nedir?
Acele Kamulaştırma, kamulaştırma işleminin özel bir yoludur. Kamulaştırma ise, kamu yararı
gerektirdiği takdirde, özel mülkiyete konu olan bir taşınmazın ve irtifak haklarının idare üzerine
geçirilmesidir. Neticede acele kamulaştırma, bazı özel hallerde kamulaştırmada izlenmesi gereken
kıymet takdiri haricindeki usullerin daha sonraya bırakılması ve Kanunda öngörülen işlemler yapılarak
taşınmaz mala el koyulması usulüdür.
Bu idari işlem, Kamulaştırma Kanunu m. 27 ile hüküm altına alınmıştır. Acele kamulaştırma
yapılacak özel haller ve uygulanması gereken usul bu maddede belirtilmiştir. Bu durumlarda
kamulaştırmanın standart prosedürünü izlemek çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi, büyük zararlar
oluşabileceğinden; bunu önlemek adına idareye bu şekilde bir yetki verilmiştir. 27. maddeye göre
3634 sayılı Kanunun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya acele olduğuna Cumhurbaşkanı
tarafından karar verilen hallerde, özel kanunlarda belirtilen ve öngörülen olağanüstü hallerde acele
kamulaştırma işlemi yapılabilmektedir. Bu şekilde özel hallerin belirtildiği kanunlara ise 4737 Sayılı
Endüstri Bölgeleri Kanunu, 6491 Sayılı Türk Petrol Kanunu, 2634 Sayılı Turizm ve Teşvik Kanunu,
6306 Sayılı Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun örnek verilebilir. Ancak bu
Kanunlar ile verilen acele kamulaştırma hakkı yalnızca gecikmesinde sakınca bulunan ve olağanüstü
durumlarda söz konusudur.
Acele kamulaştırmada idareye oldukça geniş yetki ve tasarruf izni verilmiştir. Her ne kadar
mülkiyet, sürecin sonuna kadar taşınmaz sahibinde olsa da; idare taşınmaza el koyabilmekte ve
taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunabilmektedir. Örneğin taşınmaz üzerinde bulunan konut
yıkılabilmekte, ağaçlar kesilebilmekte, taşınmaz üzerine yol yapılabilmektedir. Kanunda acele
kamulaştırma hallerinin bu denli sınırlı olmasının sebebi; bu tasarruf yetkisi ile yapılabilecek ve
örneklerde olduğu gibi geri dönülmesi imkânsız değişikliklerin ve özel mülkiyetin bu yolla tamamen
ortadan kaldırılmasının önüne geçmektir.
Kamulaştırma Kanunu’nda ifade edildiği gibi, acele kamulaştırma işlemini yapan idarenin talebi
ile mahkeme tarafından değer tespiti yapılır. Bu tespit için görevli mahkeme Asliye Hukuk
Mahkemesidir. Tespit sırasında Kanunun 10. ve 15. Maddelerine göre değerlendirme yapılmalıdır.
Buna göre en az üç kişilik bir bilirkişi kurulu oluşturulur. Bilirkişilerden birinin taşınmaz geliştirme
konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış uzmanlar ya da yetkilendirilen gayrimenkul değerleme
uzmanları arasından seçilmesi zorunludur. Seçilecek bilirkişiler kamulaştırılacak taşınmazın niteliğine
ve uzmanlık alanlarına göre belirlenir. Buna göre taşınmazın değeri belirlenirken;
1. Cins ve nevi,
2. Yüzölçümü,
3. Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsarları ve her unsurun ayrı ayrı değeri,
4. Varsa vergi beyanı,
5. Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri,
6. Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması
halinde getireceği net geliri,
7. Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış
değeri,
8. Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payı,
9. Her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif
ölçüler dikkate alınmalıdır.
Mahkemece tespit edilen değeri mal sahibi adına bankaya yatıran idare taşınmaza el
koyabilecektir. Mahkeme tarafından tescil kararı verilerek taşınmazın bağlı bulunduğu Tapu
Müdürlüğü’ne bildirilir. Bu bildirimle birlikte artık taşınmaz bir başkasına devredilemez. Eğer bu
aşamadan önce taşınmaz maliki tarafından bir başkasına devredilirse tapu müdürlüğü derhal idareye
bildirimde bulunur.
Taşınmazın idare adına tescil edilmesinin ardından taşınmazın 20. maddeye göre boşaltılması
gerekir. Madde uyarınca idare icra memurundan taşınmazın boşaltılmasını ister. Taşınmaz mal icra
marifetiyle boşaltılırsa bundan dolayı ne mal sahibi ne de idareye tazminat sorumluluğu yüklenemez.
Boşaltılacak taşınmaz ekili arazi ise boşaltma işlemi hasat sonunda yapılır. Eğer hasat beklenemiyorsa
idare mahkemenin belirlediği ekin bedelini de ödemelidir ancak bu bedel zaten taşınmazın bedeli
tespit edilirken hesaba katılmışsa tekrar ödenmesi beklenmez.
Acele kamulaştırma işleminin iptal edilmesi için izlenebilecek iki yol mevcuttur.
Cumhurbaşkanı kararı ile alınan acele kamulaştırma kararına karşı, öğrenmeden itibaren 30 gün içinde
ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılabilir. İkinci yol ise idare tarafından alınan acele
kamulaştırma kararına karşı idare mahkemesinde iptal davası açılmasıdır. Bu dava için öngörülen süre,
idare tarafından açılan “Kamulaştırma Bedel Tespiti ve Tescil” davasının tebliğinden itibaren 30
gündür.
Gerek kamulaştırma bedel tespit ve tescili davası, gerekse iptal davası için alanında uzman
avukatlardan hukuki destek alınması faydalı ve yerinde olacaktır.